Son zamanlarda hayatımın önemli bir bölümünü spora ayırmaya çalışıyorum. Bundaki temel motivasyonum tahmin edebileceğiniz gibi kilo verebilmek ve bundan sonraki hayatımı mümkün olan en ideal kiloda sürdürebilmek.
Çocukluğumdan üniversite yıllarının sonuna kadar bisiklet sporu ile çok yakından ilgilenmesem de hep bir bisikletim oldu ve sürekli üzerinde olmaya çalıştım. Üniversite sonrası kariyere odaklanan bir hayat size bir anlamda dayatılıyor; sanki insanın hayatında başka hiçbir şey olmamalıymış gibi bir hava içine giriyorsunuz. En azından bendeki durum böyleydi. 2000’den itibaren 10 seneyi aşkın bir süre bisiklet ile ilgili hiç bir yatırım yapmadım; ne maddi olarak, ne de manevi olarak. Halen bir bisiklete sahiptim ama artık emektar bisiklet keyif vermiyor, yeni bir bisiklet almam gerektiği fikri de kafamda canlanmıyordu.
12 – 13 yıllık bu duraklama döneminde sadece yol bisikleti ile ilgili turları televizyondan takip ediyor, sporcuların insanüstü çabalarına hayranlıkla bakıyordum. Bisiklet ile yeniden tanışmam oğlumun bisiklete binmeye başladığı döneme denk geldi. Onunla bisiklete birlikte binebilmek için aldığım ve her an elimin altında olması açısından gündelik kullanım için de tercih ettiğim katlanabilir bisiklet beni eski dostumla yeniden buluşturdu.
Bisiklet ile aramdaki ilk soğukluğu ve fiziksel hamlığı katlanabilir bisiklet ile attım. Bisiklet ile ilgili teknolojileri, kıyafet ve bisiklet kültürü ile ilgili ayrıntıları yeniden keşfettim. Önce bir şehir bisikleti aldım, yaklaşık 2 yıl boyunca hemen her gün bisiklete bindim (aşırı yağış olan günler hariç) ve işe bisikletle gidip gelmeye başladım. Şehir bisikletinin konforu her ne kadar insanı cezbetse de yol bisikletinin performansı karşısında daha fazla direnemedim ve son bir yıldır kullandığım aero-yol bisikletini aldım.
Bisiklet ile ilgili İnternet üzerindeki paylaşımlarım birçok arkadaşımın yeniden bisiklete ilgi duymasını sağladı. Sosyal medya domino etkisi oluşturabilmeniz için en uygun ortamlardan biri. Ben de elimden geldiği kadar çevremde bisiklet ve sağlıklı yaşam ile ilgili farkındalık oluşturmaya çalışıyorum. İnsanlara bisiklete binmelerini söylemek kolay ama bunu hayata geçirebilecekleri fırsatları verebilmek zor. Özellikle büyük şehirlerde bisikleti gündelik yaşamın bir parçası haline getirebilmek çok daha zor. Bu duruma bir de bisiklet eğitimi alabileceğiniz kişi ya da kurumların olmayışı ekleniyor ve kendiniz için herhangi bir çözüm üretemez hale geliyorsunuz.
Yukarıda bahsettiğim bisikletin gündelik yaşamın bir parçası haline gelebilmesini sağlamak ve farkındalığı arttırmak için konunun uzmanları ile bir araya gelerek yeni bir girişim başlattık: Bisiklet Akademisi. Akademi yayın hayatına bisikletakademisi.net adresinde başladı.
Bisiklet Akademisi hakkındaki detayları öğrenmek için siteyi ziyaret edebilir, bisiklet ve sağlıklı yaşama ilgi duyan herkese tavsiye edebilirsiniz.
Bisiklet ile ilgili seminer, eğitim ve etkinliklerde görüşmek üzere 😉
Bir yanıt yazın