Akademisyen | Aktivist | Triatlet
Kısa süre önce Adobe tarafından satın alınan PhoneGap, tatil öncesi bizlere bir sürpriz yaparak (her ne kadar bahsi geçen tatilin bizle bir ilgisi olmasa da) 1.3 sürümünü yayınladı. Bu sürümdeki en önemli yeniliklerin BlackBerry ve WindowsPhone platformları için yapıldığını söyleyebiliriz. Bir diğer önemli yenilik ise Mac OSX’e BlackBerry geliştirme desteğinin gelmiş olması. Artık Mac kullanıcıları da PhoneGap ile BackBerry için uygulama geliştirebilecekler.
Kullanıcı grupları içinde yer almayı her zaman sevmişimdir. Bilişim alanındaki herhangi bir konuda kendinizi geliştirmek istediğinizde ilk yapmanız gereken şey, alanın toplulukları ile bağlantıya geçmek olmalıdır. Kimi zaman da topluluğu kendiniz oluşturmaya çalışabilirsiniz. Bunun en güzel örnekleri yıllar önce kurduğumuz AdobeTURK ve AdobeACADEMIC. Son yıllarda en fazla kullandığım ürünlere baktığımda Google’ın verdiği hizmetlerin ön planda olduğunu söyleyebilirim. Özellikle e-posta, takvim, ofis uygulamaları gibi tüm gündelik işlerimde Google servislerini kullanmaktayım.
Okumaya devam et “Google Technology User Group (GTUG) – Ankara”
Akıllı telefonlar ile ilgili çalışmalarım Windows tabanlı telefonların piyasaya hakim olduğu zamanlara dayanmaktadır (Milattan önceki dönemlerde (1995 – 1996) WindowsCE kullanan Monocrom Casiopeia‘ları konu dışı bırakıyorum). Yanlış hatırlamıyorsam 2004 yılında Motorola MXP-200 ile çalışmalara başlamıştım. O zaman cihazda yüklü olarak Windows Mobile 2003 (WM2003) işletim sistemi bulunuyordu. WindowsCE’den sonra devrim niteliğinde bir işletim sistemiydi (Gözünüzde canlandırma açısından Windows 3.1’den Windows 95’e geçişi hayal etmenizi öneriyorum). Daha sonra MXP-200’ü WM2005 sürümüne yükselttim ki cihaz o haliyle gerçekten efsane bir telefon haline dönüşmüştü. Forumlarda servet değerinde Nokia’ları nasıl “tokatladığı” ile ilgili tonlarca mesaja rastlamak mümkündü. Tek bir eksiği vardı; pil. Bir gün içerisinde en az 2 kere şarj etmeniz gerekiyordu. Bu kadar kusur kadı kızında da olurdu.
Arduino‘ya karşı olan merakım sürekli olarak soyut nesnelerle (bilgisayar yazılımları) çalışmaktan bıkıp, fiziksel bazı kontrolleri de devreye sokmak isteyişimle başladı. Kullanımı basit, programlama dili kolay ve fiyat olarak da ulaşılabilir bir platformun arayışı içine girdim. Bu arayışım sonucunda sanatçılara programlama dillerini sevdirmeyi amaçlayan Java temelli bir dile sahip açık kaynak kodlu ve açık kaynak donanımlı bir platform olan Arduino ile tanıştım.
Adobe MAX 2011 etkinliklerinde belki de en ilgi çekici tanıtımlardan biri “Adobe Touch App Family” idi. Tüm dünyadaki tablet ve buna bağlı olarak dokunmatik ekran çılgınlığının profesyonel ürün gamlarında da yenilikleri beraberinde getireceği tahmin ediliyordu. İşte bu tahminleri boşa çıkarmayan Adobe’nin yeni ürün ailesinin ilk ürünü Adobe Photoshop Touch, 9.95 USD’lik etiketi ile Android Market‘teki yerini aldı. Çok yakında iOS platformu için de çıkacak olan ürün ile ilgili değerlendirmemi yakında madran.net altından inceleyebilirsiniz.
Ankara’da özellikle tasarım, İnternet ve Web gibi alanlarda çok fazla etkinlik olmuyor. Olduğu zaman da kaçırmamak lazım. Etkinliğe katılımın yüksek olduğunu gören organizatörler bir sonraki etkinlik için daha fazla gayret göstereceklerdir diye düşünüyorum. Bu açıdan ben Dijital Başkent etkinliğine katılacağım.
Bu tip etkinliklerde hem dostlarla görüşme fırsatı, hem de bir şekilde İnternet üzerinde yollarımızın kesiştiği kişilerle bir araya gelme fırsatı yakalıyoruz. Özellikle benden ders alan, yazılarımı ve yaptığım çalışmaları takip edenlerle fikir alış-verişinde bulunmak beni çok mutlu edecektir.
Dijital Başkent’te görüşmek üzere…
Google Reader’daki standart gezintim sırasında aşağıdaki paragraf bir anda gözüme çarptı. Flash ve mobil cihazlar ile ilgili yeni bir paradoksun başlaması için yeterli bir açıklama gelmişti Adobe Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Danny Winokur’dan.
Okumaya devam et “Flash Player’ın Mobil Tarayıcılardaki Yolculuğu Sona Erdi”
Dünya’da isim yapmış üniversitelerin mevcut eğitim programları kapsamında açtıkları derslere İnternet üzerinden erişim sağlamaları eğitim açısından çok önemli fırsatlar sunuyor (bkz. http://see.stanford.edu/see/courses.aspx). Açık ders malzemeleri ya da kaynakları olarak adlandırabileceğimiz bu içeriklerin İngilizce olması yabancı dil sorunu olan kişiler için büyük bir engel teşkil ediyor. Bu engel kimi zaman derslerin Türkçe çevirilerinin yapılması ile aşılabiliyor.
Okumaya devam et “Stanford Universitesi’nden iOS Uygulama Geliştirme Eğitimi”
Rutin ofis işlerinden kaçamak yapmak istediğimde Vimeo üzerinde küçük gezintilere çıkıyorum. Belirli bir anahtar kelimem ya da takip ettiğim birkanal olmamasına rağmen genelde animasyonun ya da görsel efektlerin ön planda olduğu yapımları tercih ediyorum. Çoğu zaman bu çalışmaların bir “insan” tarafından yapıldığını bilmek kıskançlıkla karışık hayranlık duygusu uyandırıyor. Kullanılan renklerden müziğe, kamera açılarından kurguya kadar harika bir iş “Shobby Shobby Do Yah”. İzleyin siz de hak vereceksiniz…
Eğitim Teknolojileri ve Pedagojisi Ofisi olarak üniversitemiz öğretim üyesi Feride Güven hocamızın girişimleri ile 10-21 Ekim, 2011 tarihleri arasında “Teacher Development” isimli bir çalıştay düzenliyoruz. Fulbright Profesörü, tanınmış eğitimci Dr. Dannelle Stevens‘ın iki hafta boyunca bizlerle olacağı bu çalıştay süresince öğretim elemanlarımız kendilerini eğitim teknolojileri alanında geliştirme fırsatı bulacaklar.
Her bir oturumun öğretim süreçleri için büyük önem taşıdığı çalıştay ile ilgili ayrıntılı bilgiye aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz:
WordPress gururla sunar | Theme: Baskerville 2 by Anders Noren.
