Körfez Savaşını sanırım herkes hatırlıyordur. Demokrasi ve özgürlük getireceğini idda eden ABD, Irak’ın önce Kuveyt’e girmesine izin verdi, sonra da bunu bahane ederek Irak’ı işgal etti.
ABD, Türkiye’nin Suriye topraklarında gerçekleştirdiği operasyonları bahane ederek yine aynı şeyi yapabilir mi? Şu an için fiili bir saldırı tehdidinde bulunmuyorsa bile ekonomik olarak sürekli tehdit etmekten geri kalmıyor. Son yıllarda ülkemizin yaşadığı en zor durumlardan biri olarak kabul edebiliriz Suriye denklemini.
Avrupa Birliği ile ilişkiler iyi değil, komşular ile sıfır sorun politikası maalesef hiç çalışmadı. Arap ülkelerinden bile destek görmüyoruz (ki ben buna hiç şaşırmıyorum, ne zaman Araplardan fayda gördük?). Türkiye’deki Kürtlerin hükümete desteği belki de en alt seviyede. Yavru vatan dediğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dahi arkamızda durmuyor.
Türkiye’nin sınır güvenliği için başlatılan ve mültecilerin ülkelerine dönmesini sağlayacak, bölgedeki teröristleri etkisi hale getirecek olan bu harekatta neden bu kadar yalnızız?
Gerek iç politikada, gerekse de dış politikada yapılan hataların maalesef Türkiye’nin haklı olduğu konularda bile inandırıcılığını yitirmesine neden olduğunu düşünüyorum. Kendi içimizde demokrasiyi, adaleti ve düşünce özgürlüğünü işletemiyorsak, dışarıda nasıl bu kavramları temel alarak harekete geçebiliriz!
Çıkış mümkün mü?
Halen bu ülkede yaşadığımıza, çalıştığımıza ve gelecek ile ilgili planlar yaptığımıza göre (öyle varsayıyorum), iyi günler göreceğimiz umudu da var olmalı.
Ben şahsen çözümün diplomatik yolla olmasını istiyorum. Önce kendi içimizde birliği, adaleti ve güveni sağlamalı, sonra da bu altyapının üzerine kendi hipotezlerimizi kurarak tüm dünyaya anlatmalıyız.
1992’de liseden mezun olup politika ve siyaset ile ilgili fikir sahibi olduğum günden bu yana kaygısız, krizsiz, komplosuz, korkusuz bir gün dahi geçmedi.
On yıllar boyunca suyun üstünde kalmaya çalışmak, gönlünce yüzememek, sığ tartışmaların ve bencil hükümetlerin / yöneticilerin gölgesinde büyümeye çalışmak belki bizim kaderimiz oldu, ancak en azından evlatlarımız için yapacak bir şeyler olmalı!
Bir yanıt yazın